Son yıllarda pre-workout takviyeleri, spor yapan bireyler arasında en sık kullanılan ergogenik desteklerden biri hâline gelmiştir. Enerji artışı, antrenman sırasında daha yüksek performans ve yorgunluk hissinin geciktirilmesi gibi vaatlerle sunulan bu ürünler, özellikle direnç antrenmanı ve yüksek yoğunluklu egzersiz yapan bireylerde yaygın olarak tercih edilmektedir. Ancak bilimsel literatür incelendiğinde, pre-workout ürünlerinin etkilerinin sanıldığı kadar basit ve evrensel olmadığı açıkça görülmektedir.
Bu yazı, bilimsel araştırmalar temel alınarak yaklaşmakta; pre-workout’ların ne olduğu, hangi içerikleri barındırdığı, hangi durumlarda fayda sağlayabileceği ve hangi koşullarda gereksiz ya da riskli olabileceği sorularına yanıt vermeyi amaçlamaktadır.
Pre-workout nedir?
Pre-workout, antrenman öncesinde alınan ve performansı kısa süreli olarak desteklemeyi amaçlayan suplementlerdir. Bu ürünler genellikle birden fazla aktif bileşeni aynı formül içerisinde barındırır. Literatürde pre-workout’lar “çok bileşenli ergogenik destekler” olarak tanımlanmaktadır.
Araştırmalar, bu tür ürünlerin etkilerinin tek bir maddeye değil, içerdikleri bileşenlerin türüne, dozuna ve kullanım süresine bağlı olduğunu göstermektedir. Dolayısıyla “pre-workout işe yarar mı?” sorusu bilimsel açıdan doğru bir soru değildir; asıl soru hangi içerik, hangi dozda, hangi birey için sorusudur.
Pre-workout’ların temel bileşenleri
Kafein
Kafein, pre-workout ürünlerinde en sık bulunan ve en çok araştırılmış bileşendir. Yapılan sistematik derlemeler ve meta-analizler, kafein alımının algılanan eforu azalttığını, uyanıklığı artırdığını ve özellikle kısa süreli yüksek yoğunluklu egzersizlerde performansı artırabildiğini göstermektedir.
Ancak aynı araştırmalar, bu etkinin doza ve bireysel toleransa bağlı olduğunu vurgulamaktadır. Kafein duyarlılığı yüksek bireylerde çarpıntı, anksiyete, mide rahatsızlığı ve uyku bozuklukları sık raporlanan yan etkilerdir. Bu nedenle bilimsel çalışmalar, kafeinin “herkes için ve her koşulda” uygun olmadığını açıkça ortaya koymaktadır.
Beta-alanin
Beta-alanin üzerine yapılan araştırmalar, bu amino asidin kas içi karnosin seviyelerini artırarak asit tamponlama kapasitesini geliştirdiğini göstermektedir. Özellikle 1–4 dakika süren yüksek yoğunluklu egzersizlerde performans artışı gözlemlenmiştir.
Ancak literatürde dikkat çeken önemli bir nokta vardır:
Araştırmalar beta-alaninin akut kullanımda değil, düzenli ve uzun süreli kullanımda etkili olduğunu belirtmektedir. Yani tek bir pre-workout dozu ile anlamlı bir performans artışı beklemek bilimsel açıdan gerçekçi değildir.
Kreatin
Kreatin, sporcu beslenmesi alanında en güçlü bilimsel kanıta sahip suplementlerden biridir. Yapılan çok sayıda meta-analiz, kreatin suplementasyonunun direnç antrenmanı ile birlikte kullanıldığında kas gücü, kas kütlesi ve tekrar kapasitesini anlamlı şekilde artırdığını göstermektedir.
Ancak bu çalışmaların tamamı, kreatinin etkili olabilmesi için yeterli enerji ve protein alımının zorunlu olduğunu vurgulamaktadır. Yetersiz beslenen bireylerde kreatin kullanımının beklenen faydayı sağlamadığı açıkça belirtilmektedir.
Sitrülin, arjinin ve nitratlar
Bu bileşenler, nitrik oksit üretimini artırarak kan akışını iyileştirmeyi hedefler. Özellikle pancar suyu gibi doğal nitrat kaynakları üzerine yapılan çalışmalarda, egzersiz ekonomisinde iyileşme ve bazı performans parametrelerinde artış gözlemlenmiştir.
Ancak araştırmalar, bu etkinin egzersiz türüne, süresine ve bireysel farklılıklara bağlı olarak değiştiğini göstermektedir. Yani “pump hissi” her zaman performans artışı anlamına gelmemektedir.
Pre-workout’lar kaç çeşit?
Bilimsel ve pratik açıdan pre-workout’lar şu şekilde sınıflandırılabilir:
- Uyarıcı ağırlıklı (yüksek kafeinli)
- Uyarıcısız (stim-free)
- Hedefe yönelik (güç, dayanıklılık, yağ yakımına destek)
- Tek bileşenli ürünler
Araştırmalar, özellikle tek bileşenli ve dozu net ürünlerin, çok bileşenli karışımlara kıyasla daha güvenli ve öngörülebilir olduğunu göstermektedir.
Ne zaman ve nasıl kullanılmalı?
Çalışmalar, pre-workout bileşenlerinin çoğunun antrenmandan 20–60 dakika önce alındığında etkili olabileceğini göstermektedir. Ancak bu durum bileşene göre değişmektedir. Örneğin kreatin için zamanlama değil, günlük düzenli kullanım daha önemlidir.
Bilimsel yayınlar ayrıca, toz ürünlerin sıvı ile alınması gerektiğini; “dry scooping” gibi uygulamaların ciddi sağlık riskleri taşıdığını belirtmektedir.
Kimler için riskli?
Araştırmalar, pre-workout kullanımının özellikle şu gruplarda dikkat gerektirdiğini göstermektedir:
- Kalp-damar hastalığı olan bireyler
- Tansiyon ve ritim bozukluğu yaşayanlar
- Hamile ve emziren kadınlar
- Anksiyete ve uyku bozukluğu olan bireyler
Bu gruplarda pre-workout kullanımının risklerinin, potansiyel faydalarından daha fazla olabileceği belirtilmektedir. Uzman doktor ve diyetisyen kontrolü şarttır.
Lütfen hiçbir takviyeye eğitim almamış spor çalışanı veya arkadaşım kullanıyor diye başlamayın.
Beslenmenin Önemi
Bilimsel literatürde pre-workout ve benzeri ergogenik destekler üzerine yapılan çalışmaların ortak bir sonucu vardır:
Yetersiz ve dengesiz beslenme koşullarında suplementlerin performans üzerindeki etkisi sınırlıdır.
Araştırmalar, karbonhidrat, protein, vitamin ve mineral alımı yeterli olmayan bireylerde; pre-workout kullanımının beklenen performans artışını sağlamadığını açıkça ortaya koymaktadır. Bu nedenle suplementler, ancak doğru beslenme, yeterli uyku ve planlı antrenman üzerine eklendiğinde anlam kazanır.
Pre-workout’lar bağımlılık yapar mı?
Bilimsel literatürde pre-workout’lar için “klasik madde bağımlılığı” tanımı kullanılmaz. Ancak kafein başta olmak üzere bazı uyarıcı bileşenler için tolerans ve psikolojik bağımlılık gelişebileceği açıkça gösterilmiştir.
Araştırmalar ne diyor?
- Kafein üzerine yapılan çalışmalar, düzenli ve yüksek doz alımda tolerans geliştiğini göstermektedir.
- Tolerans geliştikçe aynı etkiyi hissedebilmek için daha yüksek dozlara ihtiyaç duyulur.
- Kafein kesildiğinde; baş ağrısı, halsizlik, motivasyon düşüklüğü ve konsantrasyon azalması gibi yoksunluk belirtileri görülebilir.
Bu durum bilimsel olarak “bağımlılık”tan çok alışkanlık ve nörolojik adaptasyon olarak tanımlanır. Ancak pratikte kişi, “onsuz antrenman yapamıyorum” noktasına geliyorsa, bu psikolojik bağımlılık göstergesidir.
Pre-workout içmeden spor verimi düşer mi?
Kısa vadede: Evet, düşebilir
Araştırmalar şunu gösteriyor:
- Düzenli pre-workout (özellikle kafeinli) kullanan bireylerde
- Aniden kullanım kesildiğinde
- Algılanan efor artar, motivasyon azalır ve kişi kendini “daha güçsüz” hissedebilir
Bu düşüş çoğu zaman fizyolojik değil, algısaldır.
Uzun vadede: Hayır, düşmez (hatta toparlanır)
Bilimsel çalışmalar, pre-workout kullanımına ara verildiğinde:
- 7–14 gün içinde kafein toleransının azaldığını
- Merkezi sinir sisteminin yeniden duyarlılık kazandığını
- Doğal enerji ve odaklanmanın geri geldiğini
göstermektedir.
Yani pre-workout bırakıldığında kas gücü, kas kapasitesi veya kondisyon kalıcı olarak azalmaz. Azalan şey genellikle uyarıcıya alışmış sinir sisteminin verdiği tepkidir.
“Onsuz yapamıyorum” hissi neden oluşur?
Araştırmalar bu durumu üç ana nedene bağlar:
1.Kafein toleransı
Sürekli yüksek doz → daha az etki → daha fazla ihtiyaç
2.Psikolojik koşullanma
“İçersem daha iyi antrenman yaparım” inancı
3.Beslenme ve uyku eksikliği
Yetersiz enerji alımı ve uykusuzluk, pre-workout’a olan ihtiyacı artırır
Bilimsel olarak bakıldığında, bu üçüncü madde en kritik olandır.
Araştırmalar neyi tavsiye ediyor?
Bilimsel yayınlar ve ISSN (International Society of Sports Nutrition) şu önerilerde birleşir:
- Pre-workout her antrenmanda değil, ihtiyaç duyulan günlerde kullanılmalı
- Kafeinli ürünler döngüsel (cycle) kullanılmalı
- Zaman zaman tamamen ara verilerek tolerans sıfırlanmalı
- Performansın temeli beslenme, uyku ve antrenman olmalı
Bilimsel sonuç net
- Pre-workout fiziksel bağımlılık yapmaz
- Kafein toleransı ve psikolojik bağımlılık gelişebilir
- Bırakıldığında performans kalıcı olarak düşmez
- Doğru beslenme ile pre-workout’suz da yüksek verim mümkündür
Sonuç
Bilimsel araştırmalar, pre-workout’ların belirli koşullarda performansı destekleyebileceğini göstermektedir. Ancak bu destek, kişiye özel, doza bağlı ve beslenme temeli güçlü bireylerde anlamlıdır.
Pre-workout’lar mucize değildir.
Beslenmenin yerini tutmaz.
Yanlış ve bilinçsiz kullanımda faydadan çok zarar getirebilir.
Bu nedenle pre-workout’lar, pazarlama söylemleriyle değil; bilimsel veriler ve profesyonel değerlendirme ile ele alınmalıdır.
Dyt. Melina Ezgi Tosun
Kaynakça
- International Society of Sports Nutrition (ISSN) Position Stands
- Journal of the International Society of Sports Nutrition
- Hobson RM et al., Beta-alanine supplementation and exercise performance
- Kreider RB et al., Creatine supplementation and exercise adaptations
- Burke LM et al., Caffeine and sports performance

Diyetisyen Melina Ezgi Tosun, Kıbrıs Sağlık ve Toplum Bilimleri Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölümünden yüksek onur derecesi ile mezun olmuştur. Fatih Sultan Mehmet Üniversitesi’nde Fitness, Pilates ve Yoga eğitmenlik eğitimlerini tamamlamıştır. Ayrıca, çeşitli dil ve iletişim kursları alarak sağlık ve beslenme alanındaki bilgisini genişletmiştir. Meslek hayatında, sağlıklı beslenmeyi sürdürülebilir bir yaşam tarzı haline getirmeyi hedeflemektedir.
