Yeni bir hafta, taze bir başlangıç! Ben Diyetisyen Melina Ezgi Tosun. Her pazar akşamı, yeni hedefler koymak ve sağlıklı yaşam yolculuğunuza ilham olmak için sizlerle buluşuyorum. Alışkanlıklarımızı yeniden şekillendirerek, bedenimizi ve zihnimizi sağlıklı bir şekilde beslemek için doğru adımları birlikte atacağız. Bu haftaki köşe konumuz ise “Gebelikte Kilo Alımı ve Doğru Beslenmenin Önemi”
Bugün, bir annenin yüreğindeki sonsuz sevgi, sabır ve fedakarlığı kutladığımız, her birinin dünyayı daha parlak ve anlamlı kılma yolunda gücünü birleştirdiği özel bir gün… Anne olmak, bir bedene hayat vermek değil, bir kalbi sürekli sevgiyle büyütmek ve şekillendirmektir.
Bu yazım, hayatımın en değerli kadınları olan, dünya güzeli annem, Belizimin güzel prensesimin annesi canım teyzoşum, ve tüm annelere ithafen… Her biriniz, sevginin, gücün ve özverinin simgesisiniz. Anneler Günü’nüz kutlu olsun!
Gebelik, kadın bedeninin en mucizevi dönüşümlerinden biridir. Bu dönemde anne bedenin de fiziksel, hormonal ve psikolojik birçok değişimle baş başa kalır. Gebelikte beslenme konusu ise sadece annenin kilo alımıyla ilgili değil; bebeğin sağlıklı gelişimi, annenin gebelik komplikasyonlarından korunması ve doğum sonrası toparlanma süreciyle doğrudan ilişkilidir. Bu nedenle toplumda yaygın olan “iki kişilik yemek” anlayışı yerine, “iki can için kaliteli beslenme” anlayışı yerleştirilmelidir.
-
Bihaber İçerik
- 1 Gebelikte Kilo Alımı Ne Kadar Olmalı?
- 2 Trimesterlere Göre Enerji ve Besin İhtiyacı
- 2.1 Birinci Trimester (0-13 hafta)
- 2.2 İkinci Trimester (14–27 hafta)
- 2.3 Üçüncü Trimester (28–40 hafta)
- 2.4 Gebelikte Öne Çıkan Besin Öğeleri
- 2.5 Gebelikte Sık Yapılan Beslenme Hataları
- 2.6 Beslenme Örüntüsünde Olması Gerekenler
- 2.7 Dikkat Edilmesi Gereken Besinler ve Alışkanlıklar
- 2.8 Gestasyonel Diyabet ve Beslenme
- 2.9 Psikoloji ve Beslenme İlişkisi
- 2.10 Sonuç: Her Kadın ve Her Gebelik Özeldir
- 2.11 Bilinçli Beslenme, Sağlıklı Gebelik
- 2.12 Melina’nın Önerisi
- 2.13 Kaynakça
Gebelikte Kilo Alımı Ne Kadar Olmalı?
Her anne adayının gebelikte alması gereken kilo farklılık gösterebilir. Bu, gebelik öncesi vücut kitle indeksine (VKİ) göre belirlenir.
VKİ Aralığı Kategori Önerilen Toplam Kilo Alımı
VKİ Aralığı | Kategori | Önerilen Toplam Kilo Alımı |
<18.5 | Zayıf | 12.5–18 kg |
18.5–24.9 | Normal | 11.5–16 kg |
25–29.9 | Fazla kilolu | 7–11.5 kg |
≥30 | Obez | 5–9 kg |
Bu kiloların dağılımı da önemlidir. Bebek, plasenta, amniyotik sıvı, rahim genişlemesi, artan kan hacmi ve yağ depoları bu kilo artışına katkı sağlar. Yani bu artış sadece “yağlanma” anlamına gelmez.
-
Trimesterlere Göre Enerji ve Besin İhtiyacı
Gebeliği üç trimester olarak düşünebiliriz ve her dönemin enerji ve besin ihtiyacı farklılık gösterir.
Birinci Trimester (0-13 hafta)
Bu dönemde bebek çok küçük olduğundan enerji ihtiyacında büyük bir artış yoktur. Günlük enerjiye yaklaşık 0-100 kalori eklenmesi yeterlidir. Ancak bulantı ve kusmalar yoğun olabilir. Bu nedenle:
- Sık aralıklarla, az az yemek yenmeli.
- Kuru gıdalar (kraker, leblebi) mide bulantısını hafifletebilir.
- Zencefil çayı bulantı için doğal bir destek olabilir.
- Folik asit alımı bu dönemde olmazsa olmazdır (günde 400–600 mcg).
İkinci Trimester (14–27 hafta)
Bebeğin hızlı gelişmeye başladığı dönemdir. Enerji ihtiyacı ortalama +300 kalori/gün artar.
- Protein ihtiyacı artar: Günlük en az 70-75 gram protein alınmalı.
- Demir ihtiyacı artar: Kırmızı et, yumurta, kuru baklagiller, pekmez, koyu yeşil yapraklı sebzeler önerilir.
- C vitamini alımı demirin emilimini artırır; bu nedenle demir içeren gıdalarla birlikte portakal, limon gibi C vitamini kaynakları tüketilmelidir.
Üçüncü Trimester (28–40 hafta)
Enerji ihtiyacı +400-450 kaloriye kadar çıkar. Bebek artık hızlıca kilo alır.
- Omega-3 yağ asitleri (özellikle DHA), beyin ve sinir sistemi gelişimi için çok önemlidir. Haftada 2 gün balık (civa içeriği düşük olanlar: somon, sardalya) tüketilmelidir.
- Lifli gıdalar, su ve hafif egzersiz kabızlık sorununu azaltır.
- Magnezyum, kalsiyum, D vitamini ve çinko ihtiyacı da artar.
-
Gebelikte Öne Çıkan Besin Öğeleri
Demir:
Demir, gebelikte artan kan hacmi ve bebeğin demir depoları için kritik öneme sahiptir. Eksikliği anemiye, düşük doğum ağırlığına ve erken doğuma yol açabilir. Kırmızı et, yumurta, koyu yeşil yapraklı sebzeler, kuru baklagiller demir yönünden zengindir. C vitamini ile birlikte alındığında emilimi artar.
Folat (Folik Asit):
İlk trimesterde, hatta gebelik planlanıyorsa öncesinde başlanmalıdır. Nöral tüp defekti riskini azaltır. Yeşil yapraklı sebzeler, tam tahıllar ve destekleyici olarak verilen folik asit tabletleriyle alınmalıdır.
Kalsiyum:
Bebeğin kemik ve diş gelişimi için gereklidir. Yetersiz alımda, bebek annenin kemik depolarını kullanır. Süt ve süt ürünleri, susam, badem, yeşil yapraklı sebzeler kalsiyum açısından zengindir.
Omega-3 Yağ Asitleri (DHA):
Bebeğin beyin ve göz gelişimi için kritiktir. Haftada en az 2 kez düşük cıva içeren balıklar (örneğin somon, sardalya), ceviz ve keten tohumu önerilir.
İyot:
Zeka gelişimi ve tiroid fonksiyonları için gereklidir. İyotlu tuz kullanımı ve deniz ürünleri tüketimi bu açıdan önemlidir.
Protein:
Her trimesterde gereksinim artar. Et, tavuk, balık, yumurta, süt ürünleri, baklagiller kaliteli protein kaynaklarıdır. Günde yaklaşık 75–100 gram protein alınması önerilir.
-
Gebelikte Sık Yapılan Beslenme Hataları
1. “İki kişilik yemek” efsanesi:
Toplumda sıkça duyulan “Sen artık iki canlısın, iki kişilik ye” söylemi, gebelerde gereksiz ve dengesiz kilo artışına yol açabilir. Oysa gerçek şu ki, gebelikte enerji ihtiyacı sadece birkaç yüz kalori artar. Önemli olan ne kadar yediğiniz değil, ne yediğinizdir.
Besin kalitesi, bebeğin doğum kilosu, beyin gelişimi ve doğum sonrası beslenme alışkanlıklarını doğrudan etkiler. Yapılan çalışmalar, gebelikte aşırı şekerli ve işlenmiş gıdalara maruz kalan bebeklerin ileri yaşlarda insülin direnci, obezite ve kalp hastalıklarına daha yatkın olabileceğini göstermektedir (Godfrey et al., 2017).
- Karbonhidrat Kısıtlaması:
Gebelikte karbonhidratlardan korkmak ve tamamen kesmek, aslında yanlış bir yaklaşım olur. Karbonhidratlar, hem annenin hem de bebeğin enerjisini sağlamak için gereklidir. Ancak, burada dikkat edilmesi gereken şey, karbonhidratların kalitesidir. Kompleks karbonhidratlar, yani tam tahıllar, bulgur, yulaf gibi besinler, kan şekerinde ani yükselmeler yapmaz. Bu, hem annenin hem de bebeğin sağlığı için çok önemli. Ayrıca, bu tür karbonhidratlar lif bakımından zengindir ve sindirim sistemini düzenler.
Araştırmalar, karbonhidratların gebelikte tamamen kesilmesinin, bazı besin öğelerinin eksikliğine yol açabileceğini göstermektedir. Özellikle folik asit gibi vitaminlerin emilimini engelleyebilir (1). Yani, karbonhidratları sınırlamak yerine doğru türleri seçmek çok daha sağlıklı olacaktır.
- Tatlı Krizlerine Direnememek:
Gebelikte tatlı krizleri sıkça yaşanabilir, çünkü hormonlar vücudumuzda büyük değişimlere neden olur. Özellikle progesteron ve östrojen seviyeleri arttığında, tatlılara olan istek artabilir. Ancak bu noktada panik yapmamak gerekir. Şekerli gıdaların aşırı tüketimi, anne adayının kan şekerini yükseltebilir, bu da gestasyonel diyabet riskini artırabilir.
Tatlı ihtiyacını kontrol altına almak için sağlıklı alternatifler tercih edilebilir. Örneğin, meyveler tatlı krizlerinde ideal bir seçenektir. Hurma gibi doğal şeker içeren gıdalar, enerji verirken aynı zamanda lif sağlar. Yoğurtlu tatlılar da sağlıklı bir seçenek olabilir, çünkü yoğurt probiyotik içerir ve sindirimi destekler.
Bir çalışmada, tatlı krizlerine karşı meyve ve yoğurt gibi besinlerin tercih edilmesinin, gebelikteki sağlıklı kilo artışını desteklediği belirtilmiştir (2).
- Su Tüketimini İhmal Etmek:
Gebelik, vücudun daha fazla sıvıya ihtiyaç duyduğu bir dönemdir. Bunun nedeni, kan hacminin artması, amniyon sıvısının üretimi ve bebeğin büyümesi için gereken sıvı gereksinimidir. Yetersiz su tüketimi, gebelikte ödem, kabızlık ve hatta idrar yolu enfeksiyonlarına neden olabilir.
Her gün en az 2.5–3 litre su içmek, bu tür sorunların önüne geçmek için önemlidir. Ayrıca, suyun yanı sıra taze sıkılmış meyve suları ve bitki çayları gibi sıvı alımlarını artırmak da faydalıdır. Özellikle hamilelikte idrar yolu enfeksiyonlarına yatkınlık arttığı için yeterli sıvı almak, enfeksiyon riskini azaltabilir (3).
- Bulantı, Kusma ve İştahsızlıkla Başa Çıkmak
İlk trimesterde bulantı ve kusma, gebelikte sık görülen sorunlardandır. Bu durum, genellikle hormonlardaki değişikliklerden kaynaklanır ve çoğu kadın için gebeliğin erken döneminde normaldir. Ancak bu dönemde beslenme alışkanlıkları çok önemlidir.
Sabah bulantılarıyla başa çıkmanın bazı yolları vardır: Yataktan kalkmadan önce tuzlu kraker gibi kuru gıdalar tüketmek, mideyi yatıştırmaya yardımcı olabilir. Ayrıca, yağlı, baharatlı ve ağır kokulu yiyeceklerden kaçınmak, mideyi rahatsız etmeden geçiş yapmanıza yardımcı olur.
Zencefil çayı veya nane-limon gibi bitkisel çözümler de bulantıyı hafifletebilir. Yapılan araştırmalar, zencefilin bulantıyı azaltma konusunda etkili olduğunu ortaya koymuştur (4). Küçük ama sık öğünlerle beslenmek de mideyi boş tutmamaya yardımcı olur ve bulantının şiddetini azaltabilir.
Beslenme Örüntüsünde Olması Gerekenler
- Kompleks karbonhidratlar: Tam tahıllar, bulgur, yulaf, kinoa.
- Yüksek kaliteli proteinler: Yumurta, balık, tavuk, süt ürünleri, baklagiller.
- Sağlıklı yağlar: Zeytinyağı, avokado, ceviz, keten tohumu.
- Taze sebze-meyveler: Renk çeşitliliği sağlanmalı.
- Yeterli sıvı alımı: Günde en az 2–2.5 litre su.
Dikkat Edilmesi Gereken Besinler ve Alışkanlıklar
- Çiğ et ve az pişmiş yumurta: Toksoplazma ve salmonella riski taşır.
- Pastörize olmayan süt ve peynirler: Listeria riski nedeniyle önerilmez.
- Aşırı kafein: Günde 200 mg’ın (yaklaşık 1–2 fincan kahve) üzerine çıkmamalı.
- İşlenmiş et ürünleri: Nitrat ve sodyum oranı yüksektir.
- Balık tüketiminde dikkat: Kılıç balığı, köpek balığı gibi civa içeriği yüksek balıklar tüketilmemeli.
Gestasyonel Diyabet ve Beslenme
Gebelik sırasında gelişen gestasyonel diyabet, hem anne hem bebek için ciddi riskler doğurabilir. Yüksek doğum kilosu, sezaryen ihtiyacı, doğum sonrası hipoglisemi ve ilerleyen yıllarda tip 2 diyabet riski artar. Bu nedenle:
- Şekerli gıdalardan kaçınılmalı.
- Tam tahıllı ürünler tercih edilmeli.
- Karbonhidratlar proteinle dengelenmeli.
- Ara öğünlerde meyve+yoğurt veya tam buğday ekmeği+peynir gibi kombinasyonlar yapılmalıdır.
Psikoloji ve Beslenme İlişkisi
Gebelik sadece fiziksel değil, duygusal bir süreçtir. Anne adayının kaygı, stres, değişen beden algısı, hormonal iniş çıkışlar nedeniyle yeme davranışları da değişebilir. Duygusal yeme, aşırı yeme nöbetleri ya da yetersiz beslenme bu dönemde görülebilir. Bu nedenle gebeler yalnızca fiziksel değil, psikolojik olarak da desteklenmeli; gerekirse bir diyetisyenle beraber bir psikolog desteği de alınmalıdır.
Sonuç: Her Kadın ve Her Gebelik Özeldir
Gebelikte ideal beslenme ve kilo alımı kişiye özeldir. Genetik yapı, yaşam tarzı, hastalık öyküsü, gebelik sayısı, ikiz gebelik durumu gibi pek çok faktör göz önünde bulundurulmalıdır. Sağlıklı bir gebelik, doğumdan çok önce başlar. Unutulmamalıdır ki; her lokma, yalnızca sizi değil, yeni bir hayatı da besler.
Bilinçli Beslenme, Sağlıklı Gebelik
Gebelik süreci, sadece bebeğin değil, annenin de sağlığı açısından bir dönüm noktasıdır. Bu süreçte beslenme; sadece kilo almak ya da almamakla ilgili değil, yeni bir yaşamın temellerini en sağlam şekilde atmakla ilgilidir. Sağlıklı bir gebelik için her bireyin kendi fizyolojik gereksinimlerine uygun, kişiselleştirilmiş bir beslenme planı oluşturması en doğru yaklaşımdır. Anne adaylarının, diyetisyen desteğiyle bilimsel bilgiye dayalı, sürdürülebilir beslenme alışkanlıkları edinmeleri; hem kendileri hem de bebekleri için yapabilecekleri en değerli yatırımlardan biridir.
Melina’nın Önerisi
Her gebelik kendine özgüdür, bu nedenle “herkes 15 kilo alır” veya “hamile kalınca canın ne isterse yemelisin” gibi genellemelerden kaçınmanızı öneririm. Gebelikte temel hedef yalnızca kilo almak değil; o kilonun neyle geldiğidir. Rafine şeker yerine, kaliteli protein ve sağlıklı yağlarla beslenmek, bebeğinizin gelişimi için çok daha kıymetlidir.
Öğün atlamayın, uzun açlıklardan kaçının ve su tüketiminizi ihmal etmeyin. Unutmayın, ne yerseniz, bebeğiniz de onunla büyür. Bu süreçte en değerli yatırımınız, kendinize ve bebeğinize duyduğunuz besinle gelen sevgidir.
Gebelikte kilo alımı, sadece sayısal bir artış değil; aynı zamanda fizyolojik bir denge meselesidir. Bu dönemde annenin artan enerji, protein, vitamin ve mineral ihtiyacını karşılamak en önemli önceliktir. Ancak burada önemli olan, fazla yemek yemek değil, doğru besinleri yeterince tüketmektir. Lifli gıdalar, kaliteli proteinler, sağlıklı yağ asitleri ve yeterli sıvı alımı, hem annenin hem de bebeğin sağlığını destekler.
Bilinçli beslenme alışkanlıkları, doğumdan sonraki toparlanma sürecini de kolaylaştıracaktır. Kişisel ihtiyaçlarınıza uygun bir beslenme planı oluşturmak için mutlaka bir beslenme uzmanına danışmanızı öneririm.
Son olarak, annemin bana kattıklarını ve annelik kavramının gerçek değerini düşündükçe, annelerin ne kadar kıymetli olduğunu bir kez daha fark ediyorum. Anneler, sadece birer ebeveyn değil, aynı zamanda en büyük destekçilerimiz, en değerli rehberlerimizdir. Onlar, hayatın en zorlu anlarında bile sevgiyle yol gösterir, her adımımızda yanımızda olurlar. Annelerin kıymeti, sözle anlatılamayacak kadar büyüktür ve onların verdiği değer, bir ömür boyu iz bırakır. Annem, bana hayatı en güzel şekilde öğretmiş bir öğretmen, aynı zamanda en yakın arkadaşımdır. Annem, benim asil güzelliğim, papatyam… Bana her zaman sevgiyle yaklaştığın, her şeyi sevgiyle öğrettiğin için minnettarım. Sen benim hayattaki en büyük şansım, en degerlimsin. Seni çok seviyorum.
Dyt. Melina Ezgi Tosun
Kaynakça
- Institute of Medicine. (2009). Weight Gain During Pregnancy: Reexamining the Guidelines.
- American College of Obstetricians and Gynecologists (ACOG). (2020). Nutrition During Pregnancy.
- Godfrey, K. M., Reynolds, R. M., Prescott, S. L., Nyirenda, M., Jaddoe, V. W., Eriksson, J. G., & Broekman, B. F. (2017). Influence of maternal obesity on the long-term health of offspring. The Lancet Diabetes & Endocrinology, 5(1), 53-64.
- Blumfield, M. L., Hure, A. J., Macdonald-Wicks, L., Smith, R., & Collins, C. E. (2012). Systematic review and meta-analysis of energy and macronutrient intakes during pregnancy in developed countries. Nutrition Reviews, 70(6), 322-336.
- Koletzko, B., Cetin, I., & Brenna, J. T. (2007). Dietary fat intakes for pregnant and lactating women. British Journal of Nutrition, 98(5), 873–877.
- American College of Obstetricians and Gynecologists (ACOG). (2018). “Nutrition During Pregnancy.” Obstetrics & Gynecology, 131(5), e208-e216.
- Dreher, M. L., & Davenport, J. (2013). “Meyer, K. The Health Benefits of Fruits and Vegetables: A Review.” Journal of Food Science, 78(4), R564-R577.
- O’Brien, T. E., & Whitty, J. (2003). “Increased Water Intake Reduces Gestational Hypertension.” Journal of Obstetrics and Gynaecology, 23(1), 48-52.
9.Ernst, E. (2006). “Zingiber Officinale (Ginger)—An Overview.” International Journal of Clinical Pharmacology and Therapeutics, 44(5), 209-216.

Diyetisyen Melina Ezgi Tosun, Kıbrıs Sağlık ve Toplum Bilimleri Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölümünden yüksek onur derecesi ile mezun olmuştur. Fatih Sultan Mehmet Üniversitesi’nde Fitness, Pilates ve Yoga eğitmenlik eğitimlerini tamamlamıştır. Ayrıca, çeşitli dil ve iletişim kursları alarak sağlık ve beslenme alanındaki bilgisini genişletmiştir. Meslek hayatında, sağlıklı beslenmeyi sürdürülebilir bir yaşam tarzı haline getirmeyi hedeflemektedir.