1. Haberler
  2. Sağlık
  3. Yan Yana Filmi Size Bir Gerçeği Hatırlattı mı?

Yan Yana Filmi Size Bir Gerçeği Hatırlattı mı?

Yan Yana Filmi Size Bir Gerçeği Hatırlattı mı
Yan Yana Filmi Size Bir Gerçeği Hatırlattı mı
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Yan Yana Filmi Size Bir Gerçeği Hatırlattı mı? Omurilik Felci! Beyin ve sinir cerrahisi denildiğinde çoğu kişinin aklına bel fıtığı ameliyatı, boyun fıtığı ameliyatı veya beyin tümörü operasyonları gelse de, bu uzmanlık alanının en hayati konularından biri aslında omurga kırıkları ve omurilik yaralanmalarının yönetimidir.

“Yan Yana” filmi, bu gerçeği duygusal ve etkileyici bir hikâye üzerinden izleyiciye hatırlatan güçlü bir yapımdır.

Yan Yana Filmi Kısaca

Yan Yana (tam adıyla Soyut Dışavurumcu Bir Dostluğun Anatomisi Veyahut Yan Yana), 2011 yapımı Intouchables (Can Dostum) filminin Türk uyarlamasıdır. Toplumsal statüleri tamamen farklı iki kişinin kurduğu sıra dışı dostluk hikâyesi üzerinden, engellilik, bakım ihtiyacı, güven, dayanışma ve hayata tutunma temalarını işler.

Ancak film, bir beyin ve omurga cerrahı açısından bakıldığında; travmatik omurga kırığı sonrası gelişen yüksek seviyeli omurilik yaralanması gerçeğini en sade ama çarpıcı hâliyle izleyiciye sunar.

Omurilik Yaralanmasının Klinik Gerçekliği

Filmdeki ana karakter, servikal seviyede yaralanmaya bağlı tetrapleji ile yaşamını sürdüren bir hastadır. Bu tip yüksek seviyeli omurilik yaralanmaları:

  • Hem kollar hem bacaklarda motor–duyu kaybı,
  • Gövde kontrolünde ciddi azalma,
  • Solunum kapasitesinde düşüş,
  • Bağımlı yaşam ihtiyacı,
  • Sürekli bakım zorunluluğu

gibi durumlara yol açar.

Hastanın oturma dengesi, pozisyon değiştirme ihtiyacı, solunum desteğine olan gereksinimi ve günlük yaşamda yaşadığı bağımlılık, filmde abartılmadan, klinik gerçekliğe uygun biçimde işlenmiştir.

Tetrapleji ve Parapleji:

Tetrapleji:
Servikal omurilik yaralanması sonucu hem üst hem alt ekstremitelerde güç ve duyu kaybı oluşur. El fonksiyonları, gövde kontrolü ve solunum bile etkilenebilir. Filmdeki karakter bu gruptadır.

Parapleji:
Torakal–lomber yaralanmalar sonrası yalnızca bacaklar etkilenir; kollar korunur. Bu hastalar daha bağımsız olabilir.

Bu iki durum arasındaki fark yalnızca klinik tabloyu değil; rehabilitasyon hedeflerini ve uzun dönem yaşam kalitesini doğrudan belirler.

ASIA Sınıflaması (A–E): Yaralanmanın Şiddetini Belirleyen Ölçek

Omurilik yaralanmalarında nörolojik hasarın düzeyini tanımlamak için tüm dünyada ASIA (American Spinal Injury Association) Skalası kullanılır. Cerrahi kararlar, prognoz ve beklenen iyileşme, bu sınıflama üzerinden yapılır.

ASIA A – Tam Yaralanma

  • Motor ve duyunun sakral segmentler de dahil olmak üzere tamamen kaybolduğu gruptur.
  • Tam lezyon olarak kabul edilir.
  • Fonksiyonel geri dönüş ihtimali en düşük

ASIA B – Duyusal İnkomplet Yaralanma

  • Motor fonksiyon tamamen kayıptır ancak duyu korunmuştur (özellikle sakral segmentlerde).
  • Bu grup, klinikte “duyusal inkomplet” olarak tanımlanır.

ASIA B yaralanmalarında yaklaşık %30 oranında anlamlı fonksiyonel toparlanma beklenebilir.
Bu oran, ASIA A’ya kıyasla oldukça yüksek olup rehabilitasyon sonuçları açısından umut verici bir göstergedir.

ASIA C ve D – Motor İnkomplet Yaralanmalar

  • Motor fonksiyon bir miktar korunmuştur.
  • ASIA D’de kas gücü 3/5 ve üzerindedir, bu nedenle fonksiyonel bağımsızlık şansı yüksektir.

ASIA E – Normal

  • Tüm motor ve duyusal fonksiyonlar normaldir.

ASIA sınıflaması, omurilik yaralanmasının gerçek şiddetini objektif olarak değerlendirmemizi sağlar. Özellikle ASIA B grubundaki duyusal korunum, omurilik hasarının tamamen kesilmediğinin işareti olduğu için iyileşme ihtimali klinik olarak daha yüksektir. Bu durum, hastanın rehabilitasyon sürecindeki motivasyonunu ve cerrahinin tedavi planlamasını önemli ölçüde etkiler

Cerrahi Müdahalenin Rolü ve Sınırları

Travmatik omurilik yaralanmalarında cerrahinin amacı:

  • Omurilik üzerindeki baskıyı kaldırmak,
  • Omurgayı stabilize etmek,
  • Daha fazla nörolojik kötüleşmeyi engellemek,
  • Rehabilitasyona uygun bir iskelet yapısı oluşturmak

şeklinde özetlenebilir.

Omurilik yaralanmalarında hasarın derecesi, iyileşme ihtimalini büyük ölçüde etkiler.

Omurilikte tam kesi veya tama yakın bir hasar varsa, sinir yollarının ciddi şekilde zarar görmesi nedeniyle iyileşmenin çoğu zaman oldukça zor olduğu kabul edilir.

Benzer şekilde, güç ve duyu kaybının 24–48 saatten daha uzun sürmesi, omuriliğin toparlama kapasitesini azaltabilir ve iyileşmeyi güçleştirebilir.

Bu nedenle cerrahi müdahale önemli olsa da, ağır yaralanmalarda tamamen eski fonksiyonlara dönmek her zaman mümkün olmayabilir.

Filmdeki karakterin tetraplejik kalması, işte bu tıbbi gerçekliğin birebir yansımasıdır.

Ameliyat Sonrası En Kritik Süreç: Rehabilitasyon

Cerrahi stabilizasyon sonrası uzun soluklu bir rehabilitasyon dönemi başlar. Bu dönem, tedavinin en zorlu ve en değerli aşamasıdır.

Rehabilitasyon sürecinde:

  • Düzenli pozisyonlama (bası yarası önleme)
  • Akciğer egzersizleri (pnömoni riskini azaltma)
  • Pasif–aktif eklem hareket açıklığı çalışmaları
  • Spastisite kontrolü
  • Oturma–denge çalışmaları
  • Nörojene mesane ve bağırsak programları
  • Nöropatik ağrı tedavisi

yer alır.

Rehabilitasyonun hedefi hastayı “eski hâline getirmek” değildir; mevcut nörolojik tabloya en uyumlu, en bağımsız fonksiyonel seviyeyi sağlamaktır.

Filmde hasta–bakıcı ilişkisi üzerinden rehabilitasyonun tıbbi olduğu kadar insani bir süreç olduğu da görülür.

Toplumsal Farkındalık: “Otoparkta Yerimi Aldın, Engelimi de Alır mısın?”

Omurilik felci geçirmiş bireyler için toplumdaki fiziksel engeller, çoğu zaman tıbbi engellerden daha yıpratıcıdır. Bu nedenle, toplumun göstereceği küçük bir saygı bile onların hayatında büyük bir fark yaratır.

Engelli park yerlerinin işgal edilmesi bu duruma en somut örnektir. Çünkü bir tetraplejik ya da paraplejik hastanın:

  • Araçtan inmesi,
  • Tekerlekli sandalyeye transferi,
  • Rampaya ulaşması

başlı başına ciddi bir çaba gerektirir.

Bu nedenle sıkça kullanılan şu ifade aslında her şeyi anlatır:

“Otoparkta yerimi aldın, engelimi de alır mısın?”

Yan Yana, sadece bir dostluk hikâyesi değil; omurilik felci yaşayan bireylerin bağımsızlık mücadelesini, onurunu koruma çabasını ve toplumdan beklediği saygıyı hatırlatan güçlü bir sinema örneğidir.

Beyin ve sinir cerrahisi denildiğinde çoğu kişinin aklına bel fıtığı ameliyatı, boyun fıtığı ameliyatı veya beyin tümörü operasyonları gelse de, bu alanın en hayati ve en zorlayıcı konularından biri omurga kırıkları ve omurilik yaralanmalarıdır.

Omurilik felci geliştiğinde yalnızca kas gücü değil; kişinin bağımsızlığı, hareket kabiliyeti, solunum fonksiyonları, mesane–bağırsak kontrolü ve günlük yaşamın en temel aktiviteleri bile derinden etkilenir.

“Yan Yana” filmi, bu klinik gerçeği duygusal bir hikâye eşliğinde izleyiciye hatırlatan ve omurilik felcinin hem tıbbi hem de insani zorluklarını gözler önüne seren güçlü bir yapımdır.

Bundan böyle haftalık köşe yazılarıma buradan ulaşabilirsiniz.

Yan Yana Filmi Size Bir Gerçeği Hatırlattı mı?
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Bihaber ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bize Katılın
KAI ile Haber Hakkında Sohbet
Sohbet sistemi şu anda aktif değil. Lütfen daha sonra tekrar deneyin.