Sahnenin İlk “Asi Kadını” Afife Jale: Demet Evgar’ın Bedeninde Yeniden Doğan Bir Direniş ve Tutku Hikayesi! Sahneye çıkan ilk Müslüman kadın Afife Jale’nin trajik ama ilham verici hikayesi, Demet Evgar’ın güçlü performansıyla Zorlu PSM’de yeniden hayat buluyor. Bu tarihi direnişin ve “Afife” oyununun detaylarını inceledik.
“Beni acısa da öldürse de, sahneye çıkacağım!”
Bu sözler, sadece bir genç kızın inadı değil; bir devrin perdelerini yırtan, tabuları yıkan ve bedelini hayatıyla ödeyen bir tutkunun çığlığıydı.
Yıl 1920’ler… İstanbul işgal altında. Ama asıl işgal, zihinlerde. Müslüman kadınların sahneye çıkması sadece yasak değil, aynı zamanda büyük bir “ahlaksızlık” olarak görülüyor.
İşte böyle bir dönemde, “Jale” takma adıyla sahneye adımını atan, polis baskınlarında arka kapılardan kaçırılan, ailesi tarafından reddedilen ama tiyatro aşkından asla vazgeçmeyen bir kadın: Afife Jale.
Onun hikayesi, Türk tiyatro tarihinin en önemli kırılma noktalarından biridir. Ve şimdi, bu devrimci ruh, Türkiye’nin en güçlü oyuncularından Demet Evgar‘ın bedeninde, Zorlu PSM sahnesinde yeniden doğuyor.
Gelin, “Afife” oyununun perde arkasına geçmeden önce, bu unutulmaz kadının trajik ama bir o kadar da ilham verici hayatına yakından bakalım.
Bihaber İçerik
Sahnenin İlk “Asi Kadını” Afife Jale
🌹 BÖLÜM 1: Yasaklı Bir Aşkın Hikayesi – Afife Kimdi?
Afife Jale, 1902 yılında Kadıköy’de doğdu. Sanayi-i Nefise Mektebi’nde (bugünkü Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi) eğitim aldı. Ancak onun kalbi, resim veya heykelde değil, sahnede atıyordu.
O dönemde, Osmanlı’da Müslüman kadınların sahneye çıkması kesinlikle yasaktı. Kadın rolleri, gayrimüslim (Ermeni, Rum) oyuncular tarafından canlandırılıyordu. Darülbedayi (Şehir Tiyatroları), Müslüman kadınlar için bir sınav açtığında, Afife bu sınava gizlice girdi ve kazandı. Ancak “stajyer” olarak kalmasına izin verildi, sahneye çıkması yine yasaktı.
İlk Kıvılcım: “Yamalar” Oyunu
1920 yılında, Kadıköy’deki Apollon Tiyatrosu’nda (bugünkü Reks Sineması) Hüseyin Suat’ın “Yamalar” oyunu sahnelenecekti. Kadın başrol oyuncusu aniden oyundan ayrılınca, bir kriz çıktı. O sırada kuliste olan Afife, “Jale” takma adıyla sahneye çıkmayı kabul etti.
O gece, Türk tiyatrosunda bir devrim yaşandı. İlk kez bir Müslüman kadın, ana dilde bir rolde seyirci karşısındaydı. Alkışlar dakikalarca sürdü. Ancak bu cesaretin bedeli ağır olacaktı.
Bedel: Polis Baskınları ve Yalnızlık
Afife’nin sahneye çıktığı duyulunca, tiyatro polis tarafından basıldı. Afife, arka kapıdan kaçırıldı. Bu olay defalarca tekrarlandı. Ailesi onu reddetti. Babası, “Fahişelikten beter bir iş yapıyorsun” diyerek onu evlatlıktan sildi.
Sürekli kaçmak, saklanmak, toplum baskısı ve yaşadığı yoğun stres, Afife’nin sağlığını bozdu. Şiddetli baş ağrıları çekmeye başladı ve bu ağrıları dindirmek için kullandığı morfin, ne yazık ki sonunu hazırlayan bir bağımlılığa dönüştü.
1923’te Cumhuriyet’in ilanıyla yasaklar kalktı, ancak Afife için artık çok geçti. Sağlığı ve psikolojisi bozulmuştu. Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’nde, henüz 39 yaşındayken yapayalnız hayata veda etti.
Afife Jale, sadece bir oyuncu değildi; o, sanatı için kendini feda eden bir “tarihi figürdü”.
Sanatın insan psikolojisi üzerindeki derin etkisini ve sanatçıların yaşadığı içsel çatışmaları, “Sanatın İyileştirici Gücü ve Modern Katarsis“ dosyamızda detaylıca analiz etmiştik.
🔥 BÖLÜM 2: Demet Evgar’ın Yorumuyla “Afife” Oyunu
Afife Jale’nin bu sarsıcı hikayesi, şimdi Afife Tiyatro ve Zorlu PSM ortak yapımıyla sahnede. Başrolde ise, sadece yeteneğiyle değil, toplumsal duruşuyla da dikkat çeken Demet Evgar var.
Oyunun tanıtım bültenindeki şu cümleler, projenin ruhunu özetliyor:
“Bu dünyada kadın olmanın gereği: Var olmak istiyorsan yanman gerek. Yanarken peşinden gelenlerin yolunu aydınlatman, kendini feda etmen gerek.”
Kurgusal Bir Kumpanya, Gerçek Bir Direniş
Oyun, Afife Jale’nin hayatını birebir kronolojik olarak anlatmak yerine, onun yaşam öyküsünden ilham alan kurgusal bir tiyatro kumpanyasının hikayesine odaklanıyor.
İşgal altındaki İstanbul’da, cephesini “sahne perdesi” bellemiş çok kültürlü bir tiyatro kumpanyasının perde arkasını izliyoruz. Demet Evgar, bu kumpanyanın içinde var olma savaşı veren Afife karakterine hayat veriyor.
Neden Demet Evgar?
Demet Evgar, bu rol için biçilmiş kaftan. Sahnede devleşen enerjisi, dramatik derinliği ve kadın hikayelerine olan duyarlılığıyla, Afife’nin tutkusunu ve acısını seyirciye en güçlü şekilde geçirebilecek isim.
Evgar’ın performansı, sadece bir oyunculuk gösterisi değil; aynı zamanda Afife Jale’nin mirasına bir saygı duruşu niteliğinde.
Tiyatronun, sinema veya diziden farklı olarak, oyuncu ile seyirci arasında kurduğu o anlık ve canlı bağın gücünü “Sanatın İyileştirici Gücü“ yazımızda “canlı deneyimin büyüsü” başlığı altında incelemiştik.
🎯 Sonuç: Bir Deniz Feneri Olarak Afife
Afife Jale, kendi döneminde anlaşılamadı, dışlandı ve yalnız öldü. Ancak yaktığı ateş, kendisinden sonra gelen binlerce kadın oyuncunun yolunu aydınlattı. Bugün sahnede izlediğimiz her kadın oyuncuda, Afife’nin o ilk cesaretinin izi vardır.
O, bültende de denildiği gibi, “karanlık zamanlarda yol göstermiş bir deniz feneri”dir.
Demet Evgar’ın “Afife” oyunu, bu deniz fenerinin ışığını bugüne taşıyan, sadece tiyatroseverlerin değil, toplumsal hafızamızı tazelemek isteyen herkesin izlemesi gereken bir başyapıt adayı.
Tarih, cesurları unutmaz. Ve Afife Jale, Türk tiyatrosunun en cesur kadınıydı.

Moda ve Yaşam Tarzı Editörü
Bade Gümüş, Bihaber.tr’nin moda ve yaşam tarzı editörü olarak, moda dünyasındaki en son trendleri ve yaşam tarzı yeniliklerini okuyucularla buluşturur. Moda endüstrisindeki engin bilgi birikimi ve zarif estetik anlayışıyla, Bade, sadece giyim değil, güzellik, dekorasyon ve yaşam tarzı alanlarında da ilham verici içerikler sunar. Bade’nin vizyoner yaklaşımı, Bihaber.tr’yi modada öncü ve yenilikçi bir platform haline getirir.
